Yaklaşık 800 yıllık ilçenin en önemli kültür varlıklarından Taç Kapısı ile ünlü olan Alâaddin Camisinin 2015 yılında başlayan restorasyonu geçtiğimiz aylarda bitmişti. Geniş bir protokol katılımı ile de ibadete açılmıştı. Ancak taç kapısı ünlü camiinin restorasyondan sonraki halinde taç kapıdan ve sanat şaheseri olarak nitelendirilen bezeme ve motiflerinden eser yok. 2015 yılında restorasyona alınan caminin en önemli özelliği olan Taç Kapısının da bu restorasyon kapsamında sökülerek yeniden yapılması planlandı. Ancak restorasyon sırasında kapı taşlarının bir kısmının üstüne numaralar kondu ama taşlar yola gelişigüzel dizildi. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Divriği Darüşşifası’ndaki taç kapıya benzerliği ile bilinen, Anadolu’nun önemli eserlerinden Alaaddin Camisi’nin meşhur taç kapısı artık yoktu. Bu durum ulusal basında geniş yer buldu ve aslen Korkutelili olan Cumhuriyet Halk Partisi Antalya Milletvekili Cavit Arı tarafında da meclis gündemine taşındı. Yerli vatandaşlar tarafından da çokça eleştirildi ve eleştirilmeye devam ediyor.
Bölge halkıda restorasyondan şikayetçi
Yeni taşlarla en baştan yapılan restorasyonla tarihi Alaaddin Camisinin eşsiz taç kapısından eser kalmadı. Konya Selçuk Üniversitesi’nde görevli, Prof. Dr. Ahmet Çaycı’nın 1994 yılında yazdığı doçentlik tezinde de geniş yer bulan; Alaaddin Camisi “Anadolu Selçuklu sonrası ortaya çıkan ve yeni bir arayış içindeki bölgesel hüviyetteki beyliklerin sanat denemesinin nadir örneklerinden biri” olarak nitelendiriliyor. Taç Kapı ile ilgili; “Plan şeması ve eyvan şeklindeki düzenlenmesi, Anadolu Selçuklularında görülen klasik özellikleri taşıyor. Taç kapıdaki niş kemerinin kademeli profil oluşturması, Divriği Darüşşifası (1228) portaliyle başlamış ve Peçin Ahmet Gazi Medresesi (1375) ile devam etmiş ve Bergama Ulu (Yıldırım) Camii ile geç tarihli örneği ortaya konmuştur. Taç kapıdaki kemer süslemeleri, Kayseri, Sivas yolundaki Sultan Han’ın aydınlık feneri geçişinde, Bursa Yiğit Köhne Cami’nin (15’inci yüzyıl ikinci yarısı) cephesinde, M. Kemalpaşa Lala Şahin Paşa Türbesi’nin (14’üncü yüzyıl ilk yarısı) cephesinde alçak kabartma şeklindedir” değerlendirmelerinde bulunuyor.