Dereköy Yaylasına açılmak istenen kömür ocağına karşı çıkan köylüler ve A Platformu kömür madeninin vereceği zararları anlamak için Yatağan Turgut Köyü ve Milas Ekizce Köyünde incelemelerde bulundular.
Haber Giriş Tarihi: 13.01.2020 08:07
Haber Güncellenme Tarihi: 13.01.2020 08:07
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.korkutelimanset.com
A Platformu Sözcüsü Hediye
Gündüz yapılan ziyaretlerle ilgili yazılı bir
açıklama yaptı. Gündüz, “Antalya Korkuteli Dereköy Yayla Mevkii’nde açılmak
istenen açık kömür madeninin doğaya, tarıma halka vereceği zararları yerinde
görebilmek için Dereköy köylüleri ve A platformu olarak kömür madeninden çok
fazla zarar gören Yatağan Turgut köyü ve Milas Ekizdere köyünde incelemelerde
bulunduk. İlk incelemeyi Muğla Yatağan Turgut köyünde yaptık. 1982’den bu yana
kömüre bağlı olarak çalışan Yatağan Termik Santrali Turgut Köyüne 9 km. Yatağan
Termik Santraline kömür sağlamak için açık kömür ocakları ise 2014’ten bu yana Turgut
Köyüne doğru genişlemeye başladı.” dedi.
SÜREÇLE
İLGİLİ BİLGİ ALDIK
Gündüz, “Turgut Köyünün zeytinliklerini bir
bir satın alıp yok edecek süreç
böylelikle başladı ve Maden genişleyerek köylülere ve doğaya zarar veriyor. Turgut
Köyünde zeytin bahçelerini cehennem çukuruna dönüştüren kömür maden şirketine zeytinliğini satmak
yerine mücadele veren Tayyibe Demirel'in zeytinliğini yerinde gördük ve verdiği
mücadele süreciyle ilgili bilgi aldık. Kömür şirketi Tayyibe Demirel’in de
yerini almak istemiş, ancak o satmamış.” Dedi.
Gündüz, “3573 sayılı kanuna
göre madencilik faaliyetleri için zeytin ağacı sökmek yasak. 3573 sayılı
Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanununun 20.
Maddesi uyarınca da zeytinlik sahaların en az 3 km. mesafede zeytinliklerin
gelişimine mani olabilecek tesislerin işletilmesi yasak. Ancak yerinde
yaptığımız incelemede açık kömür maden ocağı olan ve cehennem çukuruna dönüşen 150 metre derinliklere inen işletme,
zeytinliklere sadece 10 metre mesafede. Tayyibe
Demirel zeytinliğini bu güne kadar korumayı başarmış ancak kömür tozu ve
yatağan termik santralinin dumanlarından zeytinler etkilenmiş.” dedi.
BİR KEZ DAHA KÖMÜRE HAYIR! DEDİK
Gündüz, “Tayyibe Demirel’in
zeytinliğinin yanındaki zeytinlikler de satın alınmış ve şu anda içinde tarihi
eser araştırması yapılıyor. Tarihi eserler alınıp ardından zeytinler kesilip,
yerinden söküldükten sonra madencilik çalışması başlamasıyla mahvolacak. Dereköylüler
ve A Platformu olarak açık madencilikten gelen kömür tozlarının zeytinlere
verdiği zararı yerinde gördükten sonra bir kez daha Dereköy Yayla Mevkiindeki
erik bahçelerini, nohut ve buğday tarlalarını korumanın önemini yerinde anlamış
olduk ve bir kez daha kömüre hayır! dedik.” Dedi.
Gündüz,
“Turgut köyünden sonra yine açık kömür madenciliği yapılan Milas Ekizdere’de
yaptığımız inceleme de çok korkunç görüntülerle karşılaştık. Kocaman bir köy
kömür madeni nedeniyle tamamen boşaltılmış, evler yıkılmış… Yıkılmış evlerin
arkasında devasa ve de neredeyse 150
metrelere inen dev bir cehennem çukuruna dönüşmüş.
Bu
köyde yaşadıkları yıkımla ilgili Aytaç Yakar’dan yerinde bilgi aldık. Yakar, “Evlerinizi
tarlalarınızı bize satın, satmazsanız kamulaştırırız diyerek yerlerimizi
satmaya zorladılar’ dedi. Bizler ne yapacağımızı bilmediğimiz için sattık, bize
yol gösteren hiç kimse olmadı” dedi. Ancak şimdi çok pişmanlar ve Dereköylülere
“Asla yerleriniz satmayın, bizim şu anda gidecek hiçbir yerimiz yok” dedi.
Aytaç
Yakar “Kömür madeni açıldıktan sonra kömürün tozuyla da hiçbir şey
yetişmediğini gördük. Evimizin önüne
diktiğimiz domates fidanları bile kurudu, dedi.
“Evlerimizi,
köydeki tarlalarımızı şirkete sattık, köyün karşı tarafına prefabrik evlerimizi
yaptık ama şimdi bu evlerin altı da maden sahasıymış, buradan da göçmek zorunda
kalacağız, ikinci kez mahvoluyoruz, zor durumdayız dedi.
Adeta
hayalet köye dönen boşaltılmış evlerin arkasındaki dev maden çukuru muhteşem
çam ormanını, tepeleri yutmaya devam ediyor.
Buradaki
durumu vahşi madenciliği gören Dereköy kadınlarından Zeliha Özdemir, “buralar
mahvolmuş biz artık topraklarımızı kesinlikle korumaya kararlıyız” dedi.
Dereköy’den Esma … ise burada yaşam bitmiş, kendi yaylamızda aynı şeylerin
olmasını istemiyoruz” dedi.
Dereköy
Yaylasında hayvancılık yapan ve sürüleri otlatan 26 ailenin çoban temsilcileri,
“Dereköy yaylasında maden açılırsa bizim için hayvancılık biter, böyle bir
yerde hayvancılık yapılmaz” dedi.
A Platformu Sözcüsü Hediye Gündüz, “Doğayı
bütünüyle mahvetmişler, her yer tarumar olmuş, halk mağdur olmuş. Doğaya ve halkımıza
bunlar yapılmamalı dedi. Bizler yaptığımız inceleme sonunda kömür
madenciliğinin doğaya büyük zarar verdiğini yerinde gözlemleyerek Dereköy Yayla
Mevkiinde kömür madenine asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha yineliyoruz.”
İfadelerini kullandı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Korkutelimanşet
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Dereköylüler kömür madenini inceledi
Dereköy Yaylasına açılmak istenen kömür ocağına karşı çıkan köylüler ve A Platformu kömür madeninin vereceği zararları anlamak için Yatağan Turgut Köyü ve Milas Ekizce Köyünde incelemelerde bulundular.
A Platformu Sözcüsü Hediye Gündüz yapılan ziyaretlerle ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Gündüz, “Antalya Korkuteli Dereköy Yayla Mevkii’nde açılmak istenen açık kömür madeninin doğaya, tarıma halka vereceği zararları yerinde görebilmek için Dereköy köylüleri ve A platformu olarak kömür madeninden çok fazla zarar gören Yatağan Turgut köyü ve Milas Ekizdere köyünde incelemelerde bulunduk. İlk incelemeyi Muğla Yatağan Turgut köyünde yaptık. 1982’den bu yana kömüre bağlı olarak çalışan Yatağan Termik Santrali Turgut Köyüne 9 km. Yatağan Termik Santraline kömür sağlamak için açık kömür ocakları ise 2014’ten bu yana Turgut Köyüne doğru genişlemeye başladı.” dedi.
SÜREÇLE İLGİLİ BİLGİ ALDIK
Gündüz, “Turgut Köyünün zeytinliklerini bir bir satın alıp yok edecek süreç böylelikle başladı ve Maden genişleyerek köylülere ve doğaya zarar veriyor. Turgut Köyünde zeytin bahçelerini cehennem çukuruna dönüştüren kömür maden şirketine zeytinliğini satmak yerine mücadele veren Tayyibe Demirel'in zeytinliğini yerinde gördük ve verdiği mücadele süreciyle ilgili bilgi aldık. Kömür şirketi Tayyibe Demirel’in de yerini almak istemiş, ancak o satmamış.” Dedi.
TERMİK SANTRALİNİN DUMANLARINDAN ZEYTİNLER ETKİLENMİŞ
Gündüz, “3573 sayılı kanuna göre madencilik faaliyetleri için zeytin ağacı sökmek yasak. 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanununun 20. Maddesi uyarınca da zeytinlik sahaların en az 3 km. mesafede zeytinliklerin gelişimine mani olabilecek tesislerin işletilmesi yasak. Ancak yerinde yaptığımız incelemede açık kömür maden ocağı olan ve cehennem çukuruna dönüşen 150 metre derinliklere inen işletme, zeytinliklere sadece 10 metre mesafede. Tayyibe Demirel zeytinliğini bu güne kadar korumayı başarmış ancak kömür tozu ve yatağan termik santralinin dumanlarından zeytinler etkilenmiş.” dedi.
BİR KEZ DAHA KÖMÜRE HAYIR! DEDİK
Gündüz, “Tayyibe Demirel’in zeytinliğinin yanındaki zeytinlikler de satın alınmış ve şu anda içinde tarihi eser araştırması yapılıyor. Tarihi eserler alınıp ardından zeytinler kesilip, yerinden söküldükten sonra madencilik çalışması başlamasıyla mahvolacak. Dereköylüler ve A Platformu olarak açık madencilikten gelen kömür tozlarının zeytinlere verdiği zararı yerinde gördükten sonra bir kez daha Dereköy Yayla Mevkiindeki erik bahçelerini, nohut ve buğday tarlalarını korumanın önemini yerinde anlamış olduk ve bir kez daha kömüre hayır! dedik.” Dedi.
Gündüz, “Turgut köyünden sonra yine açık kömür madenciliği yapılan Milas Ekizdere’de yaptığımız inceleme de çok korkunç görüntülerle karşılaştık. Kocaman bir köy kömür madeni nedeniyle tamamen boşaltılmış, evler yıkılmış… Yıkılmış evlerin arkasında devasa ve de neredeyse 150 metrelere inen dev bir cehennem çukuruna dönüşmüş.
Bu köyde yaşadıkları yıkımla ilgili Aytaç Yakar’dan yerinde bilgi aldık. Yakar, “Evlerinizi tarlalarınızı bize satın, satmazsanız kamulaştırırız diyerek yerlerimizi satmaya zorladılar’ dedi. Bizler ne yapacağımızı bilmediğimiz için sattık, bize yol gösteren hiç kimse olmadı” dedi. Ancak şimdi çok pişmanlar ve Dereköylülere “Asla yerleriniz satmayın, bizim şu anda gidecek hiçbir yerimiz yok” dedi.
Aytaç Yakar “Kömür madeni açıldıktan sonra kömürün tozuyla da hiçbir şey yetişmediğini gördük. Evimizin önüne diktiğimiz domates fidanları bile kurudu, dedi.
“Evlerimizi, köydeki tarlalarımızı şirkete sattık, köyün karşı tarafına prefabrik evlerimizi yaptık ama şimdi bu evlerin altı da maden sahasıymış, buradan da göçmek zorunda kalacağız, ikinci kez mahvoluyoruz, zor durumdayız dedi.
Adeta hayalet köye dönen boşaltılmış evlerin arkasındaki dev maden çukuru muhteşem çam ormanını, tepeleri yutmaya devam ediyor.
Buradaki durumu vahşi madenciliği gören Dereköy kadınlarından Zeliha Özdemir, “buralar mahvolmuş biz artık topraklarımızı kesinlikle korumaya kararlıyız” dedi. Dereköy’den Esma … ise burada yaşam bitmiş, kendi yaylamızda aynı şeylerin olmasını istemiyoruz” dedi.
Dereköy Yaylasında hayvancılık yapan ve sürüleri otlatan 26 ailenin çoban temsilcileri, “Dereköy yaylasında maden açılırsa bizim için hayvancılık biter, böyle bir yerde hayvancılık yapılmaz” dedi.
A Platformu Sözcüsü Hediye Gündüz, “Doğayı bütünüyle mahvetmişler, her yer tarumar olmuş, halk mağdur olmuş. Doğaya ve halkımıza bunlar yapılmamalı dedi. Bizler yaptığımız inceleme sonunda kömür madenciliğinin doğaya büyük zarar verdiğini yerinde gözlemleyerek Dereköy Yayla Mevkiinde kömür madenine asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha yineliyoruz.” İfadelerini kullandı.En Çok Okunan Haberler