Atatürkçü Düşünce Derneği Korkuteli Şubesi Lozan Barış Antlaşmasının 95. Yıl Dönümü münasebeti ile bir mesaj yayınladı.
Haber Giriş Tarihi: 25.07.2018 12:21
Haber Güncellenme Tarihi: 25.07.2018 12:21
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.korkutelimanset.com
ADD Korkuteli Şubesi Başkanı Hüseyin Çandır, “
Türkiye Cumhuriyeti’nin “tapu senedi” Lozan Antlaşmasının imzalanmasının 95.
yılını kutluyoruz. Kan ve can pahasına Ulusal Kurtuluş Savaşımız sonrası Türk
diploması tarihinde 224 yıllık bir boyun eğme döneminden sonra kazanılan en
büyük uluslararası siyaset zaferini kutluyoruz. Lozan zaferimize dudak büken
“aydınlarımız” yanında, ülkemizi Sevr esaretine götürenlerin günümüzdeki
takipçileri, oturdukları “yönetici” koltuklarından Lozan Zaferimizi tartışmaya
açıp zaferin “yenilgi” olduğu iddiasına kadar ilerliyorlar. Dahası bu işi
Ulusal Kurtuluş Savaşımızda karşımıza sürülen kukla kuvvetlerin ülkesinde
yapacak kadar ileri noktaya götürüp Lozan’ı tartışmaya açıyorlar. Osmanlı Devleti
1699 Karlofça Antlaşması ile birlikte hiçbir diplomasi masasından başı dik
kalkamadı. Taki, Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Ulusal Kurtuluş Savaşımızın
zafere ulaşmasına kadar. Buna rağmen Türk ulusunun başının yerden kalkmamasına
neden olanların günümüzdeki temsilcileri Türk Ulusunun tarihten ve Anadolu
topraklarından silinmesi demek olan Sevr paçavrasını yırtıp atan Lozan’ı
“yenilgi” olarak gösterme cüretinde bulunuyorlar. Ulusal Kurtuluş Savaşının
önderleri hakkında idam fermanları çıkaranlar, Paris’in Sevr kasabasında 10
Ağustos 1920 günü imzalanan Sevr Antlaşmasının hiçbir maddesine itiraz
edemezken, boynunda idam fermanı olanlar, Sevr paçavrasından sadece 2 yıl 20
gün sonra 30 Ağustos 1922 günü Dumlupınar’da Türk ulusunun zaferini ilan
ettiler.” İfadelerini kullandı
“Lozan Türkiye Cumhuriyetinin “tapu senedi”
Çandır,
“ Zaferden kısa süre sonra imzalanan
Mudanya Ateşkes Antlaşması sonrası Lozan’da başlaması planlanan barış
görüşmelerine ihanet içindeki İstanbul Hükümetinin çağrılmasına Türkiye Büyük
Millet Meclisi 1 Kasım 1922 günü saltanatın kaldırıldığını ilan ederek yanıt
verdi. Muzaffer Büyük Millet Meclisi ordularının Batı Cephesi Komutanı İsmet
Paşa önderliğindeki Türk heyeti Lozan’daki görüşmelere başı dik olarak katıldı.
Çok sert geçen tartışmalar çıkmaza girdiğinde toplantıyı yarıda keserek
ülkesine döndü. Özellikle ekonomik bağımsızlığımızı ilgilendiren
kapitülasyonlar konusunda hiçbir ödün verilmedi. Sonuçta Sevr esaret belgesinin
üzerinden 3 yıl bile geçmeden Türkiye Cumhuriyetinin “tapu senedi” Lozan Antlaşması
24 Temmuz 1923 günü imzalandı. Lozan zaferinden 95 yıl sonra, Lozan’ı
küçümsemek, tartışmaya açmak, Lozan yerine Sevr esaretini kabul etmektir.
Tarihi geri döndürmeye hiç kimsenin gücü yetmez. Tarihteki her olay o günün
koşullarında değerlendirilir. Lozan ile Sevr arasında başka bir seçenek yoktur.
Ya Sevr paçavrasına teslim olursunuz, ya da Lozan Zaferine sarılırsınız.Ya
esarete boyun eğersiniz, ya da Ulusal Bağımsızlığınıza sonsuza kadar sahip
çıkarsınız. Lozan Zaferi sonrası, siyasal bağımsızlığımızı ekonomik
bağımsızlıkla pekiştirmeyi beceremeyip emperyalizmin boyunduruğuna girmeye razı
olanlar, sonunda, Lozan Zaferini tartışmaya açmaya kadar savrulurlar.Türk Ulusu
Lozan Zaferine sahip çıkmaya devam edecek sonsuza dek yaşatacaktır.Yaşasın Tam Bağımsız
Türkiye Cumhuriyeti.” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
“Sevr ya da Lozan Esaret ya da Bağımsızlık”
Atatürkçü Düşünce Derneği Korkuteli Şubesi Lozan Barış Antlaşmasının 95. Yıl Dönümü münasebeti ile bir mesaj yayınladı.
ADD Korkuteli Şubesi Başkanı Hüseyin Çandır, “ Türkiye Cumhuriyeti’nin “tapu senedi” Lozan Antlaşmasının imzalanmasının 95. yılını kutluyoruz. Kan ve can pahasına Ulusal Kurtuluş Savaşımız sonrası Türk diploması tarihinde 224 yıllık bir boyun eğme döneminden sonra kazanılan en büyük uluslararası siyaset zaferini kutluyoruz. Lozan zaferimize dudak büken “aydınlarımız” yanında, ülkemizi Sevr esaretine götürenlerin günümüzdeki takipçileri, oturdukları “yönetici” koltuklarından Lozan Zaferimizi tartışmaya açıp zaferin “yenilgi” olduğu iddiasına kadar ilerliyorlar. Dahası bu işi Ulusal Kurtuluş Savaşımızda karşımıza sürülen kukla kuvvetlerin ülkesinde yapacak kadar ileri noktaya götürüp Lozan’ı tartışmaya açıyorlar. Osmanlı Devleti 1699 Karlofça Antlaşması ile birlikte hiçbir diplomasi masasından başı dik kalkamadı. Taki, Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Ulusal Kurtuluş Savaşımızın zafere ulaşmasına kadar. Buna rağmen Türk ulusunun başının yerden kalkmamasına neden olanların günümüzdeki temsilcileri Türk Ulusunun tarihten ve Anadolu topraklarından silinmesi demek olan Sevr paçavrasını yırtıp atan Lozan’ı “yenilgi” olarak gösterme cüretinde bulunuyorlar. Ulusal Kurtuluş Savaşının önderleri hakkında idam fermanları çıkaranlar, Paris’in Sevr kasabasında 10 Ağustos 1920 günü imzalanan Sevr Antlaşmasının hiçbir maddesine itiraz edemezken, boynunda idam fermanı olanlar, Sevr paçavrasından sadece 2 yıl 20 gün sonra 30 Ağustos 1922 günü Dumlupınar’da Türk ulusunun zaferini ilan ettiler.” İfadelerini kullandı
“Lozan Türkiye Cumhuriyetinin “tapu senedi”
Çandır, “ Zaferden kısa süre sonra imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması sonrası Lozan’da başlaması planlanan barış görüşmelerine ihanet içindeki İstanbul Hükümetinin çağrılmasına Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Kasım 1922 günü saltanatın kaldırıldığını ilan ederek yanıt verdi. Muzaffer Büyük Millet Meclisi ordularının Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa önderliğindeki Türk heyeti Lozan’daki görüşmelere başı dik olarak katıldı. Çok sert geçen tartışmalar çıkmaza girdiğinde toplantıyı yarıda keserek ülkesine döndü. Özellikle ekonomik bağımsızlığımızı ilgilendiren kapitülasyonlar konusunda hiçbir ödün verilmedi. Sonuçta Sevr esaret belgesinin üzerinden 3 yıl bile geçmeden Türkiye Cumhuriyetinin “tapu senedi” Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923 günü imzalandı. Lozan zaferinden 95 yıl sonra, Lozan’ı küçümsemek, tartışmaya açmak, Lozan yerine Sevr esaretini kabul etmektir. Tarihi geri döndürmeye hiç kimsenin gücü yetmez. Tarihteki her olay o günün koşullarında değerlendirilir. Lozan ile Sevr arasında başka bir seçenek yoktur. Ya Sevr paçavrasına teslim olursunuz, ya da Lozan Zaferine sarılırsınız.Ya esarete boyun eğersiniz, ya da Ulusal Bağımsızlığınıza sonsuza kadar sahip çıkarsınız. Lozan Zaferi sonrası, siyasal bağımsızlığımızı ekonomik bağımsızlıkla pekiştirmeyi beceremeyip emperyalizmin boyunduruğuna girmeye razı olanlar, sonunda, Lozan Zaferini tartışmaya açmaya kadar savrulurlar.Türk Ulusu Lozan Zaferine sahip çıkmaya devam edecek sonsuza dek yaşatacaktır.Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti.” dedi.En Çok Okunan Haberler