2018-2019 Eğitim - Öğretim yılı geçtiğimiz hafta sona erdi. Yeni eğitim öğretim dönemi öncesi eğitim çalışanlarının sıkıntılarının çözülmesi gerektiğini belirten Eğitim Bir Sen Korkuteli Başkanı Sait Özçelik; “Yeni döneme eski sorunlarla girilmemeli, beklentileri karşılayacak adımlar atılmalı, vaatler icraata dönüştürülmelidir.” dedi.
Haber Giriş Tarihi: 18.06.2019 11:41
Haber Güncellenme Tarihi: 18.06.2019 11:41
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.korkutelimanset.com
Eğitim Bir Sen Korkuteli Başkanı Sait Özçelik, büyük
emeklerin harcandığı, idealist katkıların yapıldığı 2018-2019 eğitim-öğretim yılının
sonuna gelindiğini belirtti. Fedakârca çalışan tüm eğitim çalışanlarına
emeklerinden dolayı teşekkür etti. Türkiye'de silgi kullanmanın en
maliyetli olduğu alanın eğitim politikaları olduğunu vurgulayan Başkan Özçelik;
“Eğitimde başarılı reformlara imza atmış ülkelerin, öğretmenlerinin niteliğini
artırmak, okulların kapasitelerini geliştirmek, eğitim ortamlarını
zenginleştirmek gerek. Bilgi sunmak dışında karakter eğitimini de önceleyecek
şekilde hareket edilmeli.” Dedi.
VERİLEN SÖZLER YERİNE
GETİRİLMELİDİR
Öğretmene
itibar kazandırmak açısından sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılması gerektiğini
söyleyen Eğitim Bir Sen Korkuteli Başkanı Sait Özçelik; "Yeni döneme eski
sorunlarla girilmemeli, beklentileri karşılayacak adımlar atılmalı, vaatler
icraata dönüştürülmelidir. Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmalı, sözleşmeli
öğretmenlere verilen sözler yerine getirilmelidir. Bu eksende öğretmen
istihdamında sözleşmeli öğretmenliğin temel istihdam şekli olarak kabul
edildiği algısını güçlendiren adımlar ve uygulamalar, büyük ve güçlü Türkiye
iddiası ve hedefiyle bağdaştırılabilir değildir" dedi.
SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLER
KADROYA GEÇİRİLMELİDİR
Özçelik;"Öğretmenlerin anayasal haklarını
sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne
babalarından 6 yıl boyunca ayrı bırakan, öğretmeni eşi ile işi, sağlık ile
işsizlik arasında tercihte bulunmaya zorlayan, öğretmenler odasında ayrımcılık
oluşturan, öğretmenlik mesleğini ve öğretmenin itibarını zedeleyen sözleşmeli
öğretmenlik uygulamasına derhal son verilmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya
geçirilmelidir. Sözleşmeli öğretmenlere, kadroya geçirilmeleri süreçlerine
ilişkin kalıcı bir düzenleme yapılması beklenmeksizin mazerete ve isteğe bağlı
yer değişikliği hakkı başta olmak üzere, kadrolu öğretmenlere tanınan haklar
verilmelidir. Kadroya geçiş sürecine yönelik 3+1 konusunda yasal düzenleme
Meclis tatile girmeden bir an önce çıkarılmalıdır. Ek gösterge konusunda
verilen vaatlerin üzerinden 1 yıl geçmesine karşın henüz bir adım atılmadı.” dedi.
YETERLİ ATAMA YAPILMAMAKTA
Özçelik;
“ Ek gösterge vaadi artık yerine getirilmeli, ek gösterge tüm kamu
görevlilerini kapsayacak şekilde yapılmalıdır. Münferid eylemler olmaktan
çıkmış, yaygın toplumsal sorun haline gelmiş olan eğitim çalışanlarına şiddet
ile ilgili köklü ve etkin yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bir diğer konu
Ortaöğretimde ders çizelgelerinde yapılan değişikliğin kapsamının belirsiz
oluşudur. Yeni model ile birlikte imam hatip liseleri, meslek liseleri ile fen
ve sosyal bilimler liseleri gibi lise türlerinin de ortadan kalkacağı konusunda
bir kaygı ve belirsizlik olduğu görülmektedir. Bakanlık, bir sunumla açıkladığı
ders çizelgelerine ilişkin kapsamlı bir dosya hazırlamalı ve kamuoyuyla paylaşmalıdır.
2023 Eğitim Vizyonundaki belirsizlikler giderilmeli, hedefler öngörülen takvim
dahilin de gerçekleştirilmelidir. Öte yandan yönetici görevlendirme takviminde
yapılan ertelemeler, belirsizlik kuşkularını artırmıştır. Proje okullarında
dört ya da sekiz yıllık görev süreleri sona eren yöneticilerin kazanılmış
hakları gözetilmeli, diğer eğitim kurumlarına yönetici olarak görevlendirilmek
üzere başvuru yapma hakkı kendilerine tanınmalıdır. Ne yazık ki bir de
Türkiye'de 130 bin öğretmen açığı olmasına rağmen yeterli atama
yapılmamaktadır.” diye konuştu.
MESLEK KANUNU ACİLEN ÇIKMALI
Özçelik; “ Öğretmenlerin yer değişikliği
taleplerinin karşılanamaması ve mevcut sistemin ürettiği adaletsizlikler,
mağduriyetlerin yanı sıra çalışma barışının bozulmasına ve motivasyon kaybına
neden olmaktadır. Öğretmensiz sınıf kalmamalı, atamalar kadrolu yapılmalıdır.
Yer değişikliği sürecindeki aksaklıklar giderilmelidir. Meslek kanunu acilen
çıkmalı ve mevcudun tekrarı değil, haklarda iyileştirme sağlanmış şekilde
yeniden düzenlenmelidir. Kariyer basamakları sistemi mesleki gelişim esasında
yeniden kurgulanmalıdır. Okulların donanım ihtiyacı karşılanmalı, okullara
doğrudan ödenek tahsis edilmelidir. Hizmetli ve memurlar haftada 40 saatin
üzerinde çalışmasına karşın fazla mesai ücreti alamamakta, izin hakkından
yararlanamamaktadır. Halbuki eğitimin kalitesinin artırılması hizmetli ve
memurlarımızın haklarının geliştirilmesine bağlıdır. Eğitim kurumlarının
hizmetli ve memur ihtiyacı karşılanmalıdır. Son olarak değişim süreçleri
paydaşların katkılarına açık hale getirilmeli, ortak akıl ürünü politikalar üretilmelidir.
Böylece meşruiyet düzeyi yüksek, sosyal kabulü geniş kararları hayata geçirmek
daha kolay olacaktır.” diye konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Vaatler icraata dönüştürülmeli
2018-2019 Eğitim - Öğretim yılı geçtiğimiz hafta sona erdi. Yeni eğitim öğretim dönemi öncesi eğitim çalışanlarının sıkıntılarının çözülmesi gerektiğini belirten Eğitim Bir Sen Korkuteli Başkanı Sait Özçelik; “Yeni döneme eski sorunlarla girilmemeli, beklentileri karşılayacak adımlar atılmalı, vaatler icraata dönüştürülmelidir.” dedi.
Eğitim Bir Sen Korkuteli Başkanı Sait Özçelik, büyük emeklerin harcandığı, idealist katkıların yapıldığı 2018-2019 eğitim-öğretim yılının sonuna gelindiğini belirtti. Fedakârca çalışan tüm eğitim çalışanlarına emeklerinden dolayı teşekkür etti. Türkiye'de silgi kullanmanın en maliyetli olduğu alanın eğitim politikaları olduğunu vurgulayan Başkan Özçelik; “Eğitimde başarılı reformlara imza atmış ülkelerin, öğretmenlerinin niteliğini artırmak, okulların kapasitelerini geliştirmek, eğitim ortamlarını zenginleştirmek gerek. Bilgi sunmak dışında karakter eğitimini de önceleyecek şekilde hareket edilmeli.” Dedi.
VERİLEN SÖZLER YERİNE GETİRİLMELİDİR
Öğretmene itibar kazandırmak açısından sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılması gerektiğini söyleyen Eğitim Bir Sen Korkuteli Başkanı Sait Özçelik; "Yeni döneme eski sorunlarla girilmemeli, beklentileri karşılayacak adımlar atılmalı, vaatler icraata dönüştürülmelidir. Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmalı, sözleşmeli öğretmenlere verilen sözler yerine getirilmelidir. Bu eksende öğretmen istihdamında sözleşmeli öğretmenliğin temel istihdam şekli olarak kabul edildiği algısını güçlendiren adımlar ve uygulamalar, büyük ve güçlü Türkiye iddiası ve hedefiyle bağdaştırılabilir değildir" dedi.
SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLER KADROYA GEÇİRİLMELİDİR
Özçelik; "Öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından 6 yıl boyunca ayrı bırakan, öğretmeni eşi ile işi, sağlık ile işsizlik arasında tercihte bulunmaya zorlayan, öğretmenler odasında ayrımcılık oluşturan, öğretmenlik mesleğini ve öğretmenin itibarını zedeleyen sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına derhal son verilmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir. Sözleşmeli öğretmenlere, kadroya geçirilmeleri süreçlerine ilişkin kalıcı bir düzenleme yapılması beklenmeksizin mazerete ve isteğe bağlı yer değişikliği hakkı başta olmak üzere, kadrolu öğretmenlere tanınan haklar verilmelidir. Kadroya geçiş sürecine yönelik 3+1 konusunda yasal düzenleme Meclis tatile girmeden bir an önce çıkarılmalıdır. Ek gösterge konusunda verilen vaatlerin üzerinden 1 yıl geçmesine karşın henüz bir adım atılmadı.” dedi.
YETERLİ ATAMA YAPILMAMAKTA
Özçelik; “ Ek gösterge vaadi artık yerine getirilmeli, ek gösterge tüm kamu görevlilerini kapsayacak şekilde yapılmalıdır. Münferid eylemler olmaktan çıkmış, yaygın toplumsal sorun haline gelmiş olan eğitim çalışanlarına şiddet ile ilgili köklü ve etkin yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bir diğer konu Ortaöğretimde ders çizelgelerinde yapılan değişikliğin kapsamının belirsiz oluşudur. Yeni model ile birlikte imam hatip liseleri, meslek liseleri ile fen ve sosyal bilimler liseleri gibi lise türlerinin de ortadan kalkacağı konusunda bir kaygı ve belirsizlik olduğu görülmektedir. Bakanlık, bir sunumla açıkladığı ders çizelgelerine ilişkin kapsamlı bir dosya hazırlamalı ve kamuoyuyla paylaşmalıdır. 2023 Eğitim Vizyonundaki belirsizlikler giderilmeli, hedefler öngörülen takvim dahilin de gerçekleştirilmelidir. Öte yandan yönetici görevlendirme takviminde yapılan ertelemeler, belirsizlik kuşkularını artırmıştır. Proje okullarında dört ya da sekiz yıllık görev süreleri sona eren yöneticilerin kazanılmış hakları gözetilmeli, diğer eğitim kurumlarına yönetici olarak görevlendirilmek üzere başvuru yapma hakkı kendilerine tanınmalıdır. Ne yazık ki bir de Türkiye'de 130 bin öğretmen açığı olmasına rağmen yeterli atama yapılmamaktadır.” diye konuştu.
MESLEK KANUNU ACİLEN ÇIKMALI
Özçelik; “ Öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanamaması ve mevcut sistemin ürettiği adaletsizlikler, mağduriyetlerin yanı sıra çalışma barışının bozulmasına ve motivasyon kaybına neden olmaktadır. Öğretmensiz sınıf kalmamalı, atamalar kadrolu yapılmalıdır. Yer değişikliği sürecindeki aksaklıklar giderilmelidir. Meslek kanunu acilen çıkmalı ve mevcudun tekrarı değil, haklarda iyileştirme sağlanmış şekilde yeniden düzenlenmelidir. Kariyer basamakları sistemi mesleki gelişim esasında yeniden kurgulanmalıdır. Okulların donanım ihtiyacı karşılanmalı, okullara doğrudan ödenek tahsis edilmelidir. Hizmetli ve memurlar haftada 40 saatin üzerinde çalışmasına karşın fazla mesai ücreti alamamakta, izin hakkından yararlanamamaktadır. Halbuki eğitimin kalitesinin artırılması hizmetli ve memurlarımızın haklarının geliştirilmesine bağlıdır. Eğitim kurumlarının hizmetli ve memur ihtiyacı karşılanmalıdır. Son olarak değişim süreçleri paydaşların katkılarına açık hale getirilmeli, ortak akıl ürünü politikalar üretilmelidir. Böylece meşruiyet düzeyi yüksek, sosyal kabulü geniş kararları hayata geçirmek daha kolay olacaktır.” diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler